İMO Kütahya - Neler Yaptık? Ağustos 2022 - Deprem Konferansı, Taş Kolon

İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği olarak yoğun bir tempoda çalışmaya, Ağustos ayında da devam ettik. Düzenlediğimiz deprem konferansı...

İMO Kütahya - Neler Yaptik? Ağustos 2022

 İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği olarak yoğun bir tempoda çalışmaya, Ağustos ayında da devam ettik.

Her şantiyeye bir şef

İnşaat Mühendisleri Odası'nın başlattığı #herşantiyeyebirşef kampanyasına desteğimizi bu ay da sürdürdük. Sosyal medyada diğer şube ve temsilciliklerle organize olarak paylaştığımız içeriklerle konu hakkında farkındalık oluşturmaya çalıştık.

Eğitimler

Üyelerimizin gelişimi için inşaat sektörüyle ilgili veya ilgisiz kurslar düzenlemeye devam edeceğiz.

EKB Eğitimi

Enerji Kimlik Belgesi eğitimi için ön kayıtları toplamaya başladık. Çok kısa sürede kontenjanın dolmasının ardından eğitim için 25 Eylül tarihini belirledik.
enerji kimlik belgesi eğitimi, inşaat mühendisleri odası kütahya temsilciliği enerji kimlk belgesi eğitimi, ekb eğitimi

Diksiyon Eğitimi

İMO Kütahya - Neler Yaptık? Temmuz 2022 adlı yazımda bahsettiğim diksiyon kursunu başlattık ve ilk dersimizi gerçekleştirdik.

İndirim protokolleri

İnşaat mühendisleri odası üye kartına sahip olmak bir ayrıcalık ve üyelerimizin bunu hissetmesi için durmadan çalışmaya devam edeceğiz. Bu hususta bu ay Gülümser Hatun Termal Otel firması ile indirim protokolü imzaladık.
Gülümser Hatun Termal Otel ile indirim protokolü imzalandı.

Meslektaş ziyaretleri

Meslektaş ziyaretlerine bu ay Özkalkan Yapı Denetim firmasının sahibi Taner Özkalkan ziyareti ile devam ettik.
İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği'inden Kütahya Özkalkan Yapı Denetim sahibi Taner Özkalkan'a ziyaret
  • Ziyaretimizde yapı denetim firmalarının sorunları hakkında istişare ettik.
  • Şehrimizde uygulaması hatalı yapılan "taş kolon zemin iyileştirme yöntemine" karşı neler yapılabileceği konusunda fikir alışverişi yaptık.
  • Şantiyelerde imalatların ustalardan değil, şantiye şefinden teslim alınması gerektiği konusunda daha kararlı adımlar atılması gerektiği konusunda talepleri dinledik.
  • Projelerin dijitalleştirilmesi hakkındaki süreç hakkında bilgi verdik.

Kütahya İMO üyeleri için statik proje bedeli hesaplama programını güncelledik

Tarafımdan hazırlanan ve yayımlanan statik proje bedeli hesaplama programına zaten web sitem aracılığı ile erişebiliyorsunuz. Buna ek olarak, sadece Kütahya'daki meslektaşlarımızın kullanımına sunduğum ayrı bir program daha hazırlamıştım. Buna da bu link üzerinden erişebilirsiniz: https://disk.yandex.com.tr/i/zVfOTW2FUg5xOg
İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği'nden Emirhan Aydın tarafından hazırlanan statik proje en az bedel programı güncellendi.
Bu programda ek olarak en az mimari proje bedelini, yapı denetim bedelini ve bunların birbiri içerisindeki oranını da hesaplamanız mümkün. Ancak dediğim gibi, bu sadece Kütahya'da kullanılabilir halde.

17 Ağustos Deprem Konferansı - Kütahya

Şehirde ilk kez düzenlenen 17 Ağustos Deprem Konferansı için hem sosyal medyada hem de billboard'larda duyuru yaptık ve halkı davet ettik.
Kütahya Deprem Konferansı, 17 Ağustos Deprem Konferansı, İçini bilemezsiniz, inşaat mühendisi emirhan aydın, kütahya inşaat firmaları

Göz yaşları sel oldu

İlk olarak İMO Genel Merkez Danışma Kurulu Üyesi Mustafa Özçelik söz aldı. "Mal canın yongasıdır" mesajı veren Özçelik, Erzincan'da 40.000 kişinin hayatını kaybettiği bir depremin gerçekleştiğini ancak 17 Ağustos Depremi kadar önemsenmediğini söyledi. Sanayi bölgesinde gerçekleşen depremin ardından farkındalık oluştuğunu vurguladı.
Kütahya birinci deprem konferansı, 17 Ağustos Deprem Konferansı, inşaat mühendisi emirhan aydın
Ardından İnşaat Mühendisi Mehmet Mete Çetinkaya mikrofonu aldı. 17 Ağustos Depremi ile ilgili videolar izleten Çetinkaya, önümüzdeki yıllarda Kütahya'da mutlaka deprem beklendiğini belirtti. Katılımcılar, Çetinkaya'nın sunumunun ardından göz yaşlarına hakim olamadı.

Deprem konusu ele alındı

İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilcisi Kadir Fırat Zeybek, deprem konusunu, depremin büyüklüğü ve şiddeti arasındaki farkı, plakaları ve geçmişte yaşanan büyük depremleri anlattı. Zeybek'in ardından söz alan inşaat mühendisi Emre Gölmez ise Kütahya'nın depremselliği konusunda bilgiler verdi.

Kütahya Merkez'de birbirine paralel 3 adet fayın bulunduğu belirten Gölmez, Kütahya'da toplam 295 kilometrelik fayın mevcut olduğunu söyledi.

Emre Gölmez'in konuşmasının ardından AFAD Müdürü Ahmet Ali Artun söz aldı. Arama kurtarma konusunda dünyada söz sahibi bir ülke haline geldiğimizi belirten Artun, afet yönetiminin tek bir kurumun üzerine yüklenemeyeceğini söyledi.

Yapı güvenliği - İnşaatlarda sık yapılan hatalar

Son olarak ben söz aldım. Kütahya'da zemin iyileştirme konusunda yapılan hataları, inşaatlarda yapılan hataları ve birtakım yapı düzensizliklerini anlattım. 

Yaptığım konuşma şu şekildeydi:

Taş kolon zemin iyileştirme yöntemi sağlıklı mı?

"...Bunların başında da taş kolon iyileştirme yöntemi, jet grout iyileştirme yöntemi, deep soil mix, fore kazık, enjeksiyon gibi gibi pek çok aslında bunların da alt kollara ayırdığımızda pek çok alternatifimiz var. Ben bugün biraz daha taş kolon yönteminden bahsedeceğim.
Çünkü taş kolon yöntemi teoride oldukça kusursuz bir yöntem olsa da, ne yazık ki Kütahya'da oldukça kusurlu bir şekilde uygulanıyor. Şimdi öncelikle biz şöyle bir şey yaptık. Üyelerimizle beraber taş kolon imalatını videoya aldık. Ve aldığımız bu taş kolon imalatının videosunu bu alanda duayen profesörlere gönderdik. Ve bu profesörler - belki tanıyanınız vardır - Kutay Özaydın, Mehmet Orhan ve Bursa Şubesi gibi yani pek çok kişiye gönderdik. Bazılarının dönüşlerini burada sizlerle paylaşacağım.

Bu hocalar, şöyle söyleyeyim, arabaların Mercedes'i gibi düşünün. Gerçekten alanındaki en iyi hocalar. Ve bakın neler söylemişler Kütahya'daki zemin iyileştirmeyle alakalı.

Profesör Doktor Mehmet Orhan şöyle söylemiş: "Yapılan işlem taş kolon imalatı olarak değerlendirilemez. Zemin ortamında daha olumsuz şartlar oluşturmuş olabilir. Video görüntülerindeki gibi "ben yaptım, oldu" şeklindeki uygulamalar bilime ihanet olur."

Kütahya için konuşuyor bunu, diyor ki; "Sizin bölgenizde de taş kolon adı altında bu ve bunun gibi gayri ciddi uygulamalar yapıldığını biliyorum ve şahit oldum." demiş. 

Kutay Özaydın şöyle cevap vermiş, Profesör Doktor Kutay Özaydın... Bunu biraz uzun olduğu için kendim özetleyeceğim: Bir kuyu açarsınız diyor, 30-40 cm'de bir hem vibrasyon yöntemiyle hem de darbe yöntemiyle sıkıştıra sıkıştıra o kolonu şişirirsiniz diyor. Kutay Özaydın'ın yine eleştirdiği konu, aynı konu.

Ve Doçent Doktor Eyübhan Avcı, kendisi Bursa Şubesi'nin geoteknik anabilim dalı başkanı. Ondan da çok güzel bir yanıt geldi. O da şöyle söylüyor. "Gönderilmiş olan video kaydı tarafımdan incelenmiştir. Yapılan incelemede uygulama şeklinin burgu vasıtasıyla kırmataş malzemenin zeminde karıştırılması şeklinde olduğu görülmüştür. Yapılan değerlendirmede uygulanan yöntemin taş kolon yöntemiyle alakası olmadığı kanaati oluşmuştur."

Şimdi bu mail oldukça değerli bir mail. Çünkü demek ki bizler Kütahya'da yıllar boyunca onbinlerce binaya hatalı bir işlem yaptık.

Ve şöyle devam etmiş Eyübhan Bey, "taş kolon yönteminde kuyunun açılması ya da taşın yerleştirilmesi esnasında kuyu çevresinde yer alan zeminde sıkışma meydana gelmektedir. Video kaydında görülen yöntemde, kuyu çevresinde yer alan zeminde sıkıştırma yerine gevşeme olabileceği görülmüştür."

Şimdi bu oldukça kritik bir mesaj aslında. Yani biz taş kolon iyileştirmesi adı altında zeminlerimize aslında zarar veriyoruz. Bununla ilgili biz bir animasyon hazırladık Kütahya Temsilciliği olarak. Hemen videoyu buradan açayım.
Ben konuşacağım diye sesini kıstım.

Şimdi solda Kütahya'da yapılan iyileştirme yöntemini görüyorsunuz. Bakın burgu makinası deldi. Şimdi taşı ters burguya aldı. Ve iyileştirmeyi doldurdu. Zaten çoğumuz burada inşaat mühendisiyiz veya şantiye gördük veya ev yaptırdık. Aslında çoğumuz hakimiz konuya. Ama olması gereken işlem bu. Kutay Özaydın da bunu adım adım anlatmış. Bakın 30-40 cm'de bir sıkıştırarak ve vibrasyon yöntemiyle taş kolon işlemini oluşturdu. Peki bunun nasıl bir sakıncası var?

Sakıncası şu: deprem anında sıvılaşmaya karşı destek vermeyecek buradaki taş kolon. Kütahya'da yapılan taş kolon deprem anında ne yazık ki işimize yaramayacak. Ama eğer sağlıklı bir şekilde taş kolon işlemi yapılsaydı yapılarımız depremde sıvılaşmaya karşı daha dik bir duruş sergileyebilirdi.

Peki sonuçları nasıl oluyor? Hemen bakalım. Bakın, sol alttaki fotoğrafı görüyorsunuz. Binanın üst yapısı sağlam. Ama zemindeki sıvılaşmadan ötürü bina yatmış. Sağdaki fotoğrafta yine benzer bir görüntü. Bunlar Marmara Depremi'nden bu arada. Ve ne yazık ki eğer bizler, inşaat mühendisleri olarak bu konuda kararlı adımlar atmazsak, karşılaşacağımız manzara bu şekilde olacak.

Mete Bey az önce çok güzel bir şey söyledi. Dedi ki: "Belli periyotlarla Kütahya'da depremle karşılaşacağız" dedi. Zaten fay hatlarını da az önce Emre Bey gösterdi. Yani karşılaştığımızda böyle sonuçlarla karşılaşmak istemiyorsak taş kolon imalatına Kütahya'da "DUR" dememiz gerekiyor.

Peki az önce de söylediğim gibi, taş kolon yöntemi aslında iyi bir yöntem dedim. Peki neden "dur" diyoruz? Bunu aslında şöyle anlatmak istiyorum. Aliexpress diye bir site var illa ki sipariş vermişsinizdir. Oradan Nike marka bir ayakkabı siparişi verdiğinizi düşünün. Ayakkabı gayet güzel, Nike marka, hiçbir sıkıntı yok. Ama size gelen Nixe.

Kütahya'daki Nixe. Yani bunu bu şekilde değerlendirebiliriz. Kütahya'da yapılan taş kolon uygulaması gerçek bir taş kolon uygulaması değil. Dolayısıyla da bu şehrimiz için büyük bir sorun.

Ve şehrimiz için büyük bir ihanet, ne yazık ki!

Bir diğer alt başlığım: Yapılardaki canavarlar.

Bu ismi çok seviyorum. Trafik canavarı gibi düşünebilirsiniz, yapılarda da bu şekilde canavarlar var. Burada bir kolon kesme fotoğrafı görüyorsunuz. Vatandaş kolonu önemsiz görmüş olacak ki duvar kaldırır gibi kolon kaldırmış. Bu arada bu görüntünün uzak olduğunu düşünmeyin. İzmir Depremi'nde daha yeni yaşadık. Yine kolonu kesilen bir binada göçük oluştu.

Ve yine aynı şekilde 17 Ağustos Depremi'nden önce aslında İstanbul'da bu modaymış. Yani birkaç kolon eksiltip... aslında bu da bir mühendislik, hangi kolonu keseceğini bilmek de aslında bir mühendislik gibi ama. (ironi...)

Şimdi bu görüntülerin uzak olduğunu düşünmeyin. Ne yazık ki şehrimizde de benzer görüntüler var. Bu görüntü bizim şehrimizden.

Ne yazık ki...
kesilmiş kolon fotoğrafı, yapılardaki canavarlar, taşıyıcı sisteme verilen zararlar, taşıyıcı sistem çatlakları, kesik kolon, deprem, inşaat mühendisi emirhan aydın

kesilmiş kolon fotoğrafı, yapılardaki canavarlar, taşıyıcı sisteme verilen zararlar, taşıyıcı sistem çatlakları, kesik kolon, deprem, inşaat mühendisi emirhan aydın

kesilmiş kolon fotoğrafı, yapılardaki canavarlar, taşıyıcı sisteme verilen zararlar, taşıyıcı sistem çatlakları, kesik kolon, deprem, inşaat mühendisi emirhan aydın

kesilmiş kolon fotoğrafı, yapılardaki canavarlar, taşıyıcı sisteme verilen zararlar, taşıyıcı sistem çatlakları, kesik kolon, deprem, inşaat mühendisi emirhan aydın

kesilmiş kolon fotoğrafı, yapılardaki canavarlar, taşıyıcı sisteme verilen zararlar, taşıyıcı sistem çatlakları, kesik kolon, deprem, inşaat mühendisi emirhan aydın

kesilmiş kolon fotoğrafı, yapılardaki canavarlar, taşıyıcı sisteme verilen zararlar, taşıyıcı sistem çatlakları, kesik kolon, deprem, inşaat mühendisi emirhan aydın


Birkaç görüntü daha var. Bu bodrum katı... Bu da zemin katı. Tabi burası riskli yapı olarak ilan edildi çok hızlı bir şekilde müdahale edildi bina boşaltıldı ve şu an yıkım sürecinde ama bu binadaki kolon kesme muhabbetinin sebebi çok güzel, çok hoşuma gitti.

Bilardo masası sığmamış. Bu nedenle kolonu kesmişler. Yani masayı sığdırmak için. Gerçekten gayet güzel sebep, daha iyi bir sebep duymamıştım bununla alakalı. (ironi...)

Yine şehrimizden fotoğraflar... Diyorum ya yapılardaki canavarlar. Tesisat borusunu geçirmek için Kirişleri dele dele, yara yara, kıra kıra götürmüşler. Ve özellikle şu fotoğrafa dikkatinizi çekmek istiyorum. Burada çoğumuz inşaat mühendisiyiz. Ne yazık ki halkın katılımı az. Oldukça kritik bir bölgede, güzel (!) bir işlem yapılmış.

Bunlar Elazığ Depremi'nden sonra Profesör Doktor Naci Çağlar tarafından tespit edilen fotoğraflar. Gördüğünüz gibi tesisat borularının geçirildiği betonarme kirişler, tesisat geçirilen betonarme perdeler,  tesisat geçirilen betonarme kirişler ve tesisat geçirilen betonarme kolonlar...

Bu bizim aklımıza gelmemişti bu arada (!) çok mantıklı değil mi? (!) (ironi...) Şaka yapıyorum tabi ki.

Şimdi bir diğer alt başlığım: Şefsiz şantiyeler!

Bu konuya aslında az önce Kadir Bey değindi. Oldukça da güzel bir konuya değindi. Ne yazık ki mevzuatımızda şöyle bir sorun var. Bir şantiye şefi beş şantiyeden mesul olabiliyor. Aynı anda... Bir belediye başkanı aynı anda beş şehri yönetemiyor, bir vali aynı anda beş şehre vali olamıyor ama bir şantiye şefinin aynı anda beş şantiyede bulunmasını bekliyoruz.
İnşaat Mühendisleri Odası Temsilci Yardımcısı İnşaat Mühendisi Emirhan Aydın, 17 Ağustos Deprem Konferansı, 2022
Aynı anda beş yerde beton dökmesini belki... Aynı anda beş şantiyeyi takip etmesini. Tabi bu ne yazık ki kağıt üzerinde kalıyor. Hani bildiğiniz, bazı meslek gruplarında var: diploma kiralama olayı. Burada da kağıt üzerinde şantiye şefliği olayı ne yazık ki şu an gündemimizde.

Tabi her şantiyede bir şef olmayınca da böyle görüntülerle karşılaşıyoruz. Bu görüntü bu arada Kütahya'dan. Ve ne yazık ki yeni bir görüntü, 2 yıllık görüntü bu. Oldukça yeni... Gördüğünüz gibi kolon alt katta buradaymış. Üst kat zemin kat tabi dükkanda hacim kazanılması gerekiyor... Birazcık kolonu kaydırıvermişler. 

Tabi bu binadaki tek sorun bu da değil aslında. Gördüğünüz gibi demirler bükülmüş, segregasyon had safhada. Alt bölümde istenmeden bir kısa kolon oluşturulmuş. Alt kattaki kolon küçük üst kattaki kolon büyük gibi gibi burada pek çok sorun var aslında.

Ve ne yazık ki bu manzaralarla, bu kadar kötüsüyle olmasa da pek çok şantiyede karşılaşıyoruz. Peki neden? Yapı denetim yok mu diyeceksiniz? Yapı denetim var tabi ki. Yapı denetim sistemimiz gayet iyileşiyor. Ancak her şantiyede bir şef olursa eğer biz gerçekten başarılı sonuçlar almaya başlarız.

Yani şu anda ne yazık ki şantiyelerimiz usta kontrolünde, işçi kontrolünde demircilerin insiyatifinde, kalıpçıların insiyatifinde ilerliyor. Peki bizim böyle bir lüksümüz var mı sizce deprem ülkesi olarak? Biz mühendislik biliminden sonuna kadar yararlanmak zorundayız. Ve size iddia ediyorum burada bir şantiye şefi olsaydı biz bu görüntüyle karşılaşmayacaktık. Ben de bu sunumu belki bu kadar rahat yapamayacaktım. Ama elimde çok fazla done var ve çok rahat bir şekilde sunumu yapabiliyorum.

Bu yazı da ilginizi çekebilir: İnşaatlarda yapılan hataların sorumlusu kim?

Bakın bu fotoğrafa "dans ederek yükselen kolonlar" ismini verdim. Kolon yerinde durmamış, bu da bu arada Kütahya'dan, ben çektim. Solda başlamış sağda devam etmiş, solda, sağ, sol... Sonra bi' eğiliyor, bir şeyler oluyor tabi fotoğrafta net görünüyor mu bilmiyorum ama.

Ve Kütahya inşaatlarının vazgeçilmez konusu: Segregasyon!

Ben... Algıda seçicilik deyin isterseniz, isterseniz dikkat deyin. Şantiyelerde gezerken gözüme takılıyor ve pek çok şantiyede segregasyonla karşılaşıyorum. Açıkçası karşılaşmadığım şantiyeler var, onlarda da şef var. Başında bir şantiye şefi var, mimar var, mühendis var. Ya da yapının sahibi ya da müteahhiti inşaat mühendisi. Bu tarz yapılarda segregasyon yok.
İnşaat Mühendisleri Odası Temsilci Yardımcısı İnşaat Mühendisi Emirhan Aydın, 17 Ağustos Deprem Konferansı, 2022
Bu bina yine Kütahya'dan. 11 katlı bir bina ve bu binanın bütün kolonları bu şekilde ne yazık ki. Oldukça da yeni bir bina. Tabi segregasyon deyip küçümsememek lazım. Şimdi diyelim ki bu bina C30'a göre tasarlandı. Siz şimdi zannediyor musunuz ki bu kolon hala C30? Yani oradan bir karot aldığınızda bu boşluklar muhtemelen içeri doğru da devam ediyor. Ve burada C30'dan bahsetmemiz mümkün değil.

Ayrıca burada tek sorun bu da değil. İşçilik hataları çok fazla. Gördüğünüz gibi akstan kayan kolonlar da var. Yine Kütahya... Bu arada segregasyonla ilgili elimde çok fazla done var da, biraz özet geçtim. Hepsini koymadım.

Ve son olarak da, son alt başlığım: Saatli bombalar ismini verdim.

Bu fotoğraf Van Depremi'nden çekilmiş. Yumuşak kat zayıf kat dediğimiz düzensizliğe sahip bir bina. Yani zemin kattaki dükkanlarla ilgili bir konu aslında bu. Yumuşak kat ve zayıf kat birbirinden farklı terimler ama şimdi burada tek terimmiş gibi ilerleyeceğim çok da detaya girmeden.

Zemin katlarımızdaki dükkanlar aslında birer saatli bomba. Tabi eski binalarda aslında bu daha çok saatli bomba, yeni binalarda buna dair önlemlerimiz daha fazla. Bu fotoğrafı muhtemelen görmüşsünüzdür. O inşaat firmasının bulunduğu katın yıkılmasından ötürü oldukça fenomen olmuştu bu fotoğraf. Yine yumuşak kat zayıf kat düzensizliği.

Elazığ Depremi'ne gelelim. Bir başka alt başlığımız kısa kolon. Aslında kısa kolon deyince insanların kafası karışıyor. Belki de kısalaştırılmış kolon desek daha sağlıklı olacak. Çünkü aslında burada bahsettiğimiz olay kolonun boyuyla alakalı değil.
İnşaat Mühendisleri Odası Temsilci Yardımcısı İnşaat Mühendisi Emirhan Aydın, 17 Ağustos Deprem Konferansı, 2022
Kolonun serbest boyunun, sonradan, bazı faktörlerle kısalaştırılması olayı. Bakın burada bir bant pencere inşa etmişler. Buralara beton yapmışlar veya tuğla yapmışlar. Ve istisnasız bütün depremlerde kısa kolon hasarıyla karşılaştık.

Ve kısa kolon problemi şöyle bir problem. Çok detaya girmeden anlatacağım. Diyelim ki statik proje müellifi 30 birimlik bir değer hesapladı. Bu kolonun da serbest boyu 3 metre olsun. Şimdi biz 30'u 3'e böldük 10 birime göre tasarım yaptık.

Buraya kadar her şey güzel.

Ama sonra müteahhit firmamız gitti, oraya bir bant pencere açtı. Kolonlarla perdeyi bağladı veya tuğla ördü oraya. Ve kolonun serbest boyunu 50 cm'e düşürdü. Şimdi 30 birimi 0.50'ye böldüğümüzde 60 birimlik bir sonuçla karşılaşıyoruz.

Özet geçtim çok detayına girmedim, çok detaylı hesap yapmayacağız.

Şimdi şöyle düşünün. Spor yapıyorsunuz. 10 kiloluk bir dambıl var elinizde. Kaldırdınız işte çok iyi antrenmanlısınız. Harika her şey, çok güzel gidiyor. Size birden 60 kiloluk bir dambıl verdiler. Ben kaldıramam. Bina da kaldıramıyor ve böyle manzaralarla karşılaşıyoruz ne yazık ki.

99 Depremi'nden bir fotoğraf. Yine kısa kolon hasarı ve yine bant pencere. İnşaat mühendisleri zaten bunu biliyor ama yapılarınızda eğer kısa kolona dair bir yapı görürseniz bant pencere gibi mutlaka bir kontrol ettirin, mutlaka bir inşaat mühendisinden görüş alın.

Bu arada burada bir soru sormuştum sizden de fikir istiyorum. Tabi inşaat mühendislerinden değil. Zafer Abi seni seçtim bu arada. Hoş geldin... Burada bilinçsizce bir bant pencere yapılmış. Panikledin değil mi şu an seni seçtim diye? :)

Şimdi binanın bodrumuna dinamit koymakla aynı şey aslında bu. Peki illa bir bant pencere yapacağız, bodrum ışık alsın istiyor yapı sahibimiz. Burada ne yapılabilirdi bir fikrin var mı abi? Yani kolonun serbest hareket etmesini sağlayacak bir şey düşün. Daha küçük pencere yapılabilir, aslında çok mantıklı.

Yani kolonun etrafındaki birer metreler yine doldurulabilir ve bu sayede bant pencere küçültülerek burada güvenlik faktörü artırılabilir. Veya bir diğer alternatif, kolonla perde arasında bir dilatasyon koyulabilir. Ve kolonun serbest boyu etkilenmemiş olur.

Veya tam dolu yapılabilir, bodrum penceresinden vazgeçersiniz. Memleketimiz, Simav, Kütahya'dan bir fotoğraf. Yine bant pencere, yine kısa kolon ve yine hasar... Yine Simav, yine Simav Depremi... Yine kısa kolon hasarı. Ve yine Simav Depremi, yine kısa kolon hasarı. Bakın burada yakınlaştırılmış çekim de koymaya çalıştım. 

Korozyon

Gelelim bir diğer alt başlığıma, korozyon konusuna mutlaka değinmek istiyorum. Çünkü korozyon konusu oldukça önemli ve çok da dikkat etmediğimiz bir konu. Aslında yine her şantiyede bir şefe bağlanıyor konu. Eğer sahada bir şef olursa emin olun bu tarz hatalarla daha az karşılaşırız.

Şimdi buradaki konu şu, bana bunu bir danışanım gönderdi, mail yoluyla göndermiş. Bina İstanbul'da, bina 30 yıllık bir bina. Ve bodrum kattaki kolonları bu şekilde çatlak. Şimdi korozyon dediğimiz olay ne? Aslında en basit tabirle paslanma.
İnşaat Mühendisleri Odası Temsilci Yardımcısı İnşaat Mühendisi Emirhan Aydın, 17 Ağustos Deprem Konferansı, 2022
Paslanan demir şişiyor. Şiştiği için de kabuk betonunu ittiriyor. Ve bu şekilde biz derin yarıklar görüyoruz. Bunun pek çok örneği var şimdi bir iki fotoğraf daha göstereceğim. A bu arada burada apartman sakinleri şey diyor:  "Bizim binamız çok güvenli, bu bina yıkılırsa İstanbul'daki bütün binalar yıkılır." Dolayısıyla kentsel dönüşüme sokmayacağız diyorlar.

Bana danışan vatandaş ikna edebildi mi bilmiyorum irtibatımız koptu sonradan. Ne yazık ki Kütahya'da da böyle bir algı var. "Bizim bina yıkılırsa hepsi yıkılır" tarzında. İlla ki siz de duymuşsunuzdur.

Yine korozyon çatlakları... Yine bana danışanlardan gelen mailler. Şimdi bu korozyon konusuna çok fazla değindim. Konuyu bir yere bağlayacağım o yüzden değindim. Şimdi on yıl içerisinde 12'lik demir korozyona uğrarsa 8'lik demire kadar düşüyor. Ve sadece 8 yıl içerisinde de kapasitesinin yarısını kaybediyor.

Bununla ilgili yapılmış deneyler var. Şimdi bu konuya şu yüzden özellikle değiniyorum. Kütahya'da, duymuşsunuzdur eşinizin dostunuzun veya sizin binanızın bodrumu ya su içindedir ya nem alıyordur. Ya da bir problem vardır. Su yalıtımı doğru değilse, Sizin de binanızda böyle durumlarla karşılaşmanız mümkün. Ve Marmara Depremi'nde hasar alan binaların %64'ünde korozyon problemi tespit edildi. %64 çok yüksek bir oran.

Yani sadece su yalıtımını düzgün yapabilseydik belki de Marmara Depremi'ndeki hasarları ve can kayıplarını azaltabilirdik. Ah bu arada korozyon konusuna değinmişken, Eylül ayında veya Ekim ayında yine  İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği olarak güzel bir yalıtım konferansı düzenlemek istiyoruz. Ve bu konuda da ünlü bir firmayla ortak çalışacağız. Yine o konferansa da katılımlarınızı bekliyoruz. En azından bilinçlenelim ve neyin nasıl yapılması gerektiğine dair daha gerçekçi adımlar atalım.

Mimari

Son alt başlığım bu demiştim. Şimdi burada mimarisi kötü olan bir yapıyı, mühendisin ince hesaplarla ayakta tutması mümkün değildir. Ülkemizde şöyle oluyor. Mimar işi alıyor yapı sahibinden. Onay sürecine kadar getiriyor noter sözleşmeleri imzalanıyor. Her şey bitiyor sonra inşaat mühendisine "çöz bunu" diyorlar.

Yani mimarisi eğer statiğe uygun değilse bir yapının "Sta4cad kurtardı" diye kurtardı sayılması, "Idecad kurtardı" diye kurtarıyor sayılması oldukça trajik.

Ve mimarlarla mühendislerin bu konuda mutlaka ortak hareket etmesi gerekiyor. Bakın burada Ahmet Topçu'dan aldığım, Profesör Doktor rahmetli Ahmet Topçu'dan aldığım bir görsel var. Ahmet Topçu'nun görselindeki şu kırmızı çizgiler
İnşaat Mühendisleri Odası Temsilci Yardımcısı İnşaat Mühendisi Emirhan Aydın, 17 Ağustos Deprem Konferansı, 2022
Daire alırken müşterinin ya da işte sizlerin, annenizin babanızın ya da akrabalarınızın eşinizin dostunuzun "Ya salona bi' girdik kiriş var, sarkan bi' şey var" dediği yer var ya İşte o, bu kırmızı çizgi.

Ve Marmara Depremi'nde hasar alan binaların çoğunda buradaki kiriş yoktu. Ve bu konuda aslında alkışlar Kütahya Yapı Kontrol Müdürlüğü'ne gitmeli. Çünkü projelerimizde bu olmadan statik projelerimiz onaylanmıyor. Hala geçen iller var. Örnek Ankara, bazı belediyeleri en azından. Ve

Konya. Hatta bunu söylemeden geçmeyeceğim. Konya Teknik Üniversitesi'ndeki bir sunumda bana demişlerdi ki ben bu kirişleri gösterdiğimde, "hala bu kirişleri koyan var mı" demişlerdi.

Var. Bu konuda da alkışlar Kütahya Yapı Kontrol Müdürlüğü'ne...

Bu yazı da ilginizi çekebilir: Mimarlar için, projelerde bunlara dikkat!

Ahmet Topçu pek çok konuya değinmiş burada aslında. Saplama kirişlerdeki yoğunluğu görüyorsunuz. Ve kirişlerdeki süreksizliği görüyorsunuz. Bunlar oldukça önemli konular ve mimarla mühendisin ortak hareket etmemesinden kaynaklanan konular. Bu konuyla alakalı bir bilimsel çalışma var yine. Deneysel bir çalışma diyeyim daha doğrusu. Depremlerden sonra ortaya çıkan bir gerçek Kirişlerin bir aks boyunca, tabi şu çerçevenin dışındaki konsol kirişlerden bahsetmiyorum.

Kirişlerin örneğin X yönünde %50'sinin en azından, sürekli olduğu yani yapının başından sonuna kadar ulaştığı durumlarda binalarımız daha az hasar almış Ancak %50'yi bile sağlayamadığımız durumlarda ne yazık ki binalar doğrusal bir davranış sergileyememiş.

Tabi bir de burada şu konuya da değinmek lazım. Gördüğünüz gibi binanın rijitliği çok az. Kütahya'daki çoğu binanın rijitliği az, bana kalırsa. Ve müteahhitlerimiz, mühendislerimiz, yapı sahiplerimiz, perde koymaktan çok kaçınıyor. Binalarda perde koymaktan çok kaçınıyor. Perde dediğimiz, çoğumuz inşaat mühendisi ama olmayanlar için söyleyeceğim: uzun kolon. Şu, perde dediğimiz şu aslında.

Ama perdeler aslında, yani bir binaya dört tane 35 cm x 210 cm'luk perde eklediğinizde toplam maliyeti sadece %1 artırıyor. Ama katkıları, getirisi; götürüsünden çok daha fazla. Bu nedenle yapılarımızda perde kullanımına da ağırlık vermemiz gerekiyor. Bu konuda müteahhitlerimizin bilinçlendirilmesi elzem. Bu konuda yapı sahiplerimizin bilinçlendirilmesi elzem.

Çünkü depreme karşı koyacak elemanlar aslında perdelerdir, deprem perdeleridir. Aynı bu dolap örneğindeki gibi. Mesela burada tek bir dolabı rahatlıkla itebilirken, dört tane dolap yanyana geldiğinde bunu deviremezsiniz.

Mete Sözen'in, Prof. Dr. Mete Sözen'in çok sevdiğim bir sözü var. Diyor ki; "Artık esnek yapı sünek yapı kalktı. Böyle sağlam, pehlivan gibi yapılar yapmak gerek" diyor. Tabi şimdi inşaat mühendisleri itiraz edecek "Sünek yapı nasıl kalktı?" diye.

Orada bahsettiği o değil. Orada bahsettiği böyle biraz daha kaslı binalar yapalım demek istiyor. Prof. Dr. Mete Sözen.

Ve Ahmet Topçu da şöyle söylemiş, demiş ki "Özenli mimari, özenle seçilmiş taşıyıcı sistem, özenli yapım bu kayıpların - 99 depreminden bahsediyor - hemen hemen tümünü önleyebilirdi. Biz deprem ülkesiyiz, güvenliği umursamadan süslü yapı yapmak lüksüne sahip değiliz.

"Deprem değişmez, biz değişelim" demiş Ahmet Topçu.

30 Ağustos Zafer Bayramı yürüyüşü

Şehrimizde bulunan aktif spor kulüplerinden biri ile ortaklaşa hareket edip 30 Ağustos Zafer Yürüyüşü organize ettik. Ancak ön kayıt için bile bir kişi bile ismini yazdırmadı ve organizasyonu iptal ettik.
İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği'nden 30 Ağustos Zafer Bayramı yürüyüşü

Kurumlar arası resmi yazışmalar

Binaların yangından korunması hakkında yönetmelik'in Kütahya'da uygulanması için resmi kurumlara yazdığımız dilekçe
İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği tarafından; şehrimizdeki yapıların cephe kaplamalarında Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik'e uyulmadığı tespit edildi ve bu konu ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Kütahya Belediyesi'ne şu yazı gönderildi.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı

Kütahya İl Müdürlüğü’ne

Binaların yangından korunması hakkında yönetmeliğin 27. Maddesinde aşağıdaki ibare yer almaktadır.

 

MADDE 27- (Değişik: 16/3/2015-2015/7401 K.)

(1) Dış cephelerin, bina yüksekliği 28.50 m’den fazla olan binalarda zor yanıcı malzemeden ve diğer binalarda ise en az zor alevlenici malzemeden olması gerekir. Alevlerin bir kattan diğer bir kata geçmesini engellemek için iki katın pencere gibi korumasız boşlukları arasında, düşeyde en az 100 cm yüksekliğinde yangına dayanıklı cephe elamanıyla dolu yüzey oluşturulur veya cephe iç kısmına en çok 2 m aralıklarla cepheye en fazla 1.5 m mesafede yağmurlama başlıkları yerleştirilerek cephe otomatik yağmurlama sistemi ile korunur.

(2) Geleneksel cephe sistemleri;

a) Isı yalıtım malzemesi, ısı yalıtım yapıştırıcısı, dübel, sıva filesi, sıva ve benzeri diğer teçhizat kullanılarak teşkil edilen ısı yalıtım sistemi uygulandığında, sistem, ilgili standartlar kapsamında akredite bir laboratuvar tarafından sertifikalandırılmalıdır. Sertifikalandırılan sistem detayları ve teknik özellikleri piyasaya arz dokümanlarında yer alır.

b) Dış cephesi zor alevlenici malzeme veya sistemden oluşan, yüksekliği 28.50 m’den az olan binalarda, tabii veya tesviye edilmiş zemin kotu üzerindeki 1.5 m mesafe hiç yanmaz malzeme ile kaplanmalı; bina yüksekliği 6.50 m’den fazla olan binalarda pencere ve benzeri boşluklarının yan kenarları en az 15 cm ve üst kenarı en az 30 cm eninde hiç yanmaz malzeme ile yangın bariyerleri oluşturulmalıdır.” [1]

c) Farklı yüksekliğe sahip bitişik nizamdaki yapılarda, alçak binanın çatı hizasındaki yüksek bina katının dış cephe kaplaması hiç yanmaz malzeme veya sistem ile kaplanmalıdır. 

Yani; şehrimizde yoğun olarak inşa edilen bina yüksekliği 6,50 metre ile 28.50 metre arasında olan binalarda “en az zor alevlenici malzeme” (C sınıfı, S3 duman oluşumu sınıfı ve D2 yanma damlaları sınıfı) ile cephe kaplaması yapılması gerekmektedir. Piyasada kullanılan EPS malzemelerin değerlendirmesi E sınıfı olsa da, sistem halinde değerlendirildiğinde (yapıştırıcı, eps, sıva, boya vb.) B sınıfı oldukları görülmüştür. Bu nedenle genel anlamda kullanılmaları uygundur.


·         Ancak tabii veya tesviye edilmiş zemin kotu üzerindeki 1.50 metrenin ve pencerelerin etraflarının; yanlarda 15 cm üstlerde 30 cm ve düşeyde kat aralarında 100 cm’lik bölümlerin hiç yanmaz malzeme (örneğin taşyünü levha) ile kaplanması gerekmektedir.

 

·         Ayrıca, c bendi gereği, bitişik nizam yapılarda; yeni yapı, eski yapıdan yüksek ise, yeni yapının dış cephe kaplamasında, eski yapının çatı hizasına kadar olan bölümün tamamen “hiç yanmaz malzeme” ile kaplanması gerekmektedir.

Bu koşulların şehrimizde uygulanabilmesi için, mimari projelerde bu detayların işlenmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle yapı denetim firmalarının yazılı olarak bilgilendirilmesi, yapı denetim firmalarına kontrol amaçlı sunulan mimari projelerde bu detaylara dikkat edilmesi; önümüzdeki yıllarda “Adana’daki yurt yangını faciası” ve benzeri konularla Kütahya’nın basında manşet olmasının önüne geçmesinin yanında, kanunların da bilfiil uygulanması ve halkımızın güvenliği açısından da önem arz etmektedir.

 

Gereğinin yapılmasını arz ederim.

 

                                                                                                                                 İnşaat Mühendisleri Odası

                                                                                                                                    Kütahya Temsilciliği

                                                                                                                                    Temsilci Yardımcısı

                                                                                                                                      İnşaat Mühendisi

                  Emirhan Aydın         

Kaynak 1: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=200712937&MevzuatTur=21&MevzuatTertip=5

Kaynak 2: https://www.izoder.org.tr/dosyalar/egitim-faaliyetleri/yangin-genel-faruk-bilal.pdf Sayfa 35

Kaynak 3: https://prekast.istanbul/yapi-malzemelerinin-yanicilik-siniflari/

Kaynak 4: TS EN 13501-1 ve TS EN 13501-5

Basında İnşaat Mühendisleri Odası Kütahya Temsilciliği

17 Ağustos Deprem Konferansı yerel ve ulusal basında da kendine geniş yer buldu.
17 Ağustos Deprem Konferansı yerel ve ulusal basında manşet haber oldu.

17 Ağustos Deprem Konferansı yerel ve ulusal basında manşet haber oldu.

17 Ağustos Deprem Konferansı yerel ve ulusal basında manşet haber oldu.

17 Ağustos Deprem Konferansı yerel ve ulusal basında manşet haber oldu.

17 Ağustos Deprem Konferansı yerel ve ulusal basında manşet haber oldu.

17 Ağustos Deprem Konferansı yerel ve ulusal basında manşet haber oldu.

Basın linklerinden bazıları:

  • https://www.gazeteduvar.com.tr/emre-golmez-kutahyada-6-yil-icinde-6-7-buyuklugunde-deprem-bekliyoruz-haber-1577834
  • http://gazetekirkuc.com/2022/08/22/insaat-muhendisi-aydin-yanlis-uygulanan-tas-kolon-yontemi-kutahyaya-ihanettir/
  • http://gazetekirkuc.com/2022/08/17/saatli-bir-bombanin-uzerindeyiz/
  • http://www.kutahyavizyon.com/gundem/kutahya-merkez-3-fay-hattinin-arasinda-kaliyor-h35010.html
Merhaba, ben Emirhan Aydın, inşaat mühendisiyim ve aile şirketimiz 27 yıldır Kütahya inşaat sektörünün en önde gelen firması. Blogumdaki içerikler sizlere fayda sağlanması açısından hazırlanmış özenli yazılardır. Ancak unutmayın ki inşaat işlerinde bir profesyonele danışmak en iyisidir. Lütfen kafanıza takılanları bana sormaktan çekinmeyin. Bana sosyal medya hesaplarımdan veya buradan ulaşabilirsiniz.

Görüşmeye katılın