Koronavirüs Kentsel Dönüşümü Etkiler mi?

Müteahhit firmalar ve arsa sahipleri de koronavirüsten nasibini aldı. Kamu kurumlarında yavaşlayan işler, yavaşlayan şantiyeler derken koronavirüs kentsel dönüşümü etkiler mi, etkilerse ne denli etkiler sorusu akılları kurcalamaya başladı....
Koronavirüs Kentsel Dönüşümü Etkiler mi?
Koronavirüs Kentsel Dönüşümü Etkiler mi?
Dünyada büyük panik yaratan koronavirüs salgını gün geçtikçe büyüyor. Ülkemizde alınan tedbirler sayesinde şimdilik durum kontrol altına alınmış gibi gözükse de yine de halkımız endişeli. Müteahhit firmalar ve arsa sahipleri de koronavirüsten nasibini aldı. Kamu kurumlarında yavaşlayan işler, yavaşlayan şantiyeler derken koronavirüs kentsel dönüşümü etkiler mi, etkilerse ne denli etkiler sorusu akılları kurcalamaya başladı.

Kentsel dönüşümde kat malikleri toplantısı nasıl yapılacak? -  Video konferans ile apartman toplantısı

2019 yılında 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası'nın uygulama yönetmeliğinde yapılan değişiklerle kentsel dönüşüm işlerinde toplantı prosedürleri tamamen ortadan kaldırıldı. Yani artık kentsel dönüşüm için kat malikleri toplantısı yapmak zorunlu değil. Buna bağlı olarak toplantıya çağrı prosedürleri de tamamen ortadan kaldırıldı.

Bunun en güzel yanı koronavirüs salgının kol gezdiği bu günlerde tüm arsa paydaşlarının toplanmak zorunda kalmıyor olması. Gerçi noterde kat karşılığı sözleşme imzalamak için taraflar bir araya geliyor olsa da, en azından tüm arsa paydaşlarının aynı anda notere gelmesine gerek yok. Müteahhit firma sözleşme gününde yapılması gerekenleri ve sözleşme saatlerini kişilere göre iyi organize ederse; koronavirüs tedbirlerine özen gösterilerek imzaların atılması mümkün.

Anlaşmayan maliklerin durumu ne olacak? Abonelikleri kestirilecek mi?

Koronavirüs salgınından ötürü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı gibi kişilerin borcundan ötürü abonelikleri bir süreliğine sonlandırılmayacak. Çünkü koronavirüs salgını herkesin işini etkiledi ve pek çok vatandaşımız işsiz kaldı. Pek çok sektör bu salgından etkilendiği için haliyle pek çok kişi de elektrik, su ve doğalgaz faturalarını ödeyemeyecek duruma geldi.

Ancak 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası'nın durumu biraz farklı. Koronavirüs salgını ülkemiz için 35-40 günlük mesele olsa da; deprem her bir günün meselesidir. Dolayısıyla kentsel dönüşüme yanaşmayan ve 2/3 çoğunluğun dışında kalan maliklerin; bulundukları mülkü terk etmeyerek aboneliklerinin kesilmesini engellemeye çalışması hüsranla sonuçlanacaktır.

Yasaya göre ilgili belediye aboneliklerin kestirilmesi için elektrik dağıtıcı firmaya, doğalgaz dağıtıcı firmaya ve su dağıtıcı firmaya (belediyenin su işlerine) yazı yazar. Bu yazıya istinaden ilgili kurumlar riskli çıkan yapıdaki abonelikleri kesmek ve binaya ulaşan hatları sonlandırmak zorundadır.

Ancak yaşadığım bir örnekte; suyu ve doğalgazı kestirilen bir riskli yapıda, anlaşmayan malikler mülklerini terk etmedikleri için elektrik dağıtım firması binanın elektriğini kesmedi ve topu koronavirüs salgınına ve Erdoğan'ın açıklamalarına attı. Ancak bu oldukça yanlış bir yorumdu ve durumu Cimer'e yazmak zorunda kaldım. 

İşin enteresan tarafı belediyenin de "elektrik kesilmeden yıkım işlerini devam ettiremem" demesi oldu. Çünkü belediyeler; riskli binaların yıkımından birincil derecede sorumludurlar.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Müdürlüğü'nün Konuyla İlgili Görüşü

Bakanlığın görüşü şu şekilde;


"Öncelikle belirtmek gerekir ki, 6306 sayılı Kanun'un amacı; muhtemel bir afet anında yıkılma ve ağır hasar görme ihtimali bulunan ve bu nedenle içinde yaşayanların can güvenliği bakımından riskli olan binaların tespitinin yapılarak, bu binalardan insanların tahliyesini sağlamak ve bu binaların yerine can ve mal güvenliğini temin edecek uygun, sağlıklı ve güvenli yapıların yapılmasını sağlamak olup, maliklerin talebi ile yapılan tespit, tespit sonrası binanın riskli bulunması, riskli yapı tespit raporunun Müdürlükçe onaylanması ve maliklerce yapılan itirazın reddedilmesi veya riskli yapı tespitine itiraz olmaması sonucu riskli olduğu kesinleşen yapıların güçlendirilmesi veya yıktırılması, söz konusu binalarda ikamet edenlerin "can güvenliği" açısından mecburidir. 

Bilindiği üzere, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı olarak tespit edilen yapıların tahliyesi ve yıktırılmasına ilişkin hususlar bu Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin 8 inci maddesinde etraflıca düzenlenmiş olup, riskli yapının yıkımı ve tahliyesi ile ilgili iş ve işlemlerinin zikredilen maddede öngörülen prosedüre göre ve bu madde uyarınca verilen süreler içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Belirtilen sebeple, ilgi (a) ve (b)'de kayıtlı yazıya ve başvuruya konu edilen yapı hakkında açılmış herhangi bir davada tahliye ve yıkıma yönelik işlemlerin uygulanmasına engel teşkil edecek şekilde mahkemelerce verilmiş "ihtiyati tedbir" veya "yürütmenin durdurulması" kararı yok ise tahliye ve yıkım işlemlerinin 6306 sayılı Kanun'un Uygulama Yönetmeliği'nin 8 inci maddesinde zikredilen hükümler çerçevesinde yürütülmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 6306 sayılı Kanun'un Uygulama Yönetmeliği'nin 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının (ç) bendinde

"…verilen süreler içinde riskli yapıların maliklerce yıktırılmaması durumunda, hak sahiplerinin de görüşü alınarak riskli yapılara elektrik, su ve doğal gaz verilmemesi ve verilen hizmetlerin durdurulması ilgili kurum ve kuruluşlardan istenir. İdarenin talebi üzerine, ilgili kurum ve kuruluşların riskli yapılara verilen elektrik, su ve doğal gaz gibi hizmetlerini durdurması zorunludur."

hükmü yer almakta olup, İdaresince ilgili kurumlardan elektrik, su ve doğal gaz hizmetlerinin durdurulmasının talep edilmesi halinde zikredilen hüküm uyarınca işlem yapılması mecburidir.

"Riskli olduğu kesinleşen yapının elektrik hizmetinin de durdurularak tahliyesi ve yıktırılmasının sağlanması gerekmektedir"

Aksi taktirde, söz konusu riskli yapıda ikamete devam edilmesine sebebiyet verilmesinden dolayı doğacak sorumluluk söz konusu, elektrik su vb. hizmetleri durdurmayan İdarelere ait olacaktır. Bu durumda, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli olduğu kesinleşen yapıda ikamet edilmesine devam edilmesinin de "can güvenliği" bakımından risk teşkil ettiği gözetildiğinde, riskli olduğu kesinleşen yapının elektrik hizmetinin de durdurularak tahliyesi ve yıktırılmasının sağlanması gerekmektedir. Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.


Koronavirüs Kentsel Dönüşümü Etkiler mi?

Bakanlığın yazısından da anlaşılacağı gibi koronavirüs kentsel dönüşümü etkiler mi sorusu gayet net cevaplara sahip. Buna göre koronavirüs salgını kesinlikle kenstsel dönüşüm sürecini etkilemeyecek. Yıktırılması gereken yapılar yıktırılırken, tahliye ettirilmesi gereken mülkler tahliye ettirilecek. 

Verilen tahliye süreleri içerisinde mülklerini tahliye etmeyen kişilerin elektrik, su ve doğalgaz abonelikleri kestirilecek. Bunlar tahliye için yeterli olmazsa kolluk kuvvetleri devreye girecek ve mülklerini boşaltmayan kişilerin tahliyesi sağlanacak. Böylece vatandaşların can güvenliğini tehlikeye atan binaların hızlıca yıkılması ve yeni, güvenli yapıların inşa edilmesi sağlanacak.

Merhaba, ben Emirhan Aydın, inşaat mühendisiyim ve aile şirketimiz 27 yıldır Kütahya inşaat sektörünün en önde gelen firması. Blogumdaki içerikler sizlere fayda sağlanması açısından hazırlanmış özenli yazılardır. Ancak unutmayın ki inşaat işlerinde bir profesyonele danışmak en iyisidir. Lütfen kafanıza takılanları bana sormaktan çekinmeyin. Bana sosyal medya hesaplarımdan veya buradan ulaşabilirsiniz.

Görüşmeye katılın