Milattan Önce Bilim
Milattan Önce Bilim Nasıldı?
Bilim dünyası yerleşik hayata geçince adeta şahlandı. Yeryüzündeki en önemli bilimsel icatlar tohumların bahçelere atılmasıyla başladı. MÖ 3100 yıllarında yerleşik hayata geçip bilim alanında ilerleyen sıcak bir ülke vardı: Mısır. Mısır, 800 kilometrelik Nil Nehri’nin yamacındaydı. Tarlalar için su önemliydi ve Mısır halkı da bunu bildiğinden buraya yerleştiler. Mısır ile birlikte aynı zamanlarda yaşayan ama birbirleriyle bağlantısı olmayan başka kültürler de vardı: Çin uygarlığı, Yunanlılar, Romalılar…
Milattan önce bilim, bu 3 farklı uygarlık sayesinde çok ileriye gitti. Örneğin Yunanistan’da yaşayan Doktor Hipokrates’e tıbbın babası denilmektedir. MÖ 500 yıllarında Yunanlı doktorlar insan bedenini açıp inceler ve otopsi yaparlardı. Romalılar inşaat alanında ileri gitmişlerdir. Çin uygarlığının gelişmesiyle hem tarım hem de yerleşik hayatın dışındaki alanlarda ilerlemeler oldu. Tüm uygarlıklar adeta anlaşmış gibi bilime katkı sağladılar. Peki, "Milattan önce bilimde nesnel olarak neler icat edildi?" Sorusu aklınızdan geçiyorsa şöyle açıklayabiliriz;
Tekerlekli arabalar
Yaklaşık olarak Milattan önce 3500 yılına dayanan bir buluştur. Yerleşik hayata geçilmesiyle birlikte etrafta bulunan taşlar ya da nesnel özellikler elle taşınılmaz derecede ağır ve genişti. Taşların yuvarlanarak götürülememesi ve yuvarlandığında da sürtünmenin çok olması yeni bir teknolojiyi aratmıştı. İnsanlar bu taşları ilk olarak hayvanların arkasına bağlayarak çekmeye çalışıyordu. Lakin, hayvanların gücü yetmiyordu ve ilerleyiş de oldukça yavaştı. İnsanların daha hızlı ilerlemesi için bir şeyler yapması gerekiyordu ve tek bir şeye ihtiyaçları vardı: tekerlek.
Kızakların her taraflarını temizleyerek düz bir şekil aldırdılar. Sürtünmeyi hızlandırmak ve hızlı gitmek için. Sonra kayışlarla bunu desteklediler. Serbestçe dönen tekerlekler yapmayı başardılar. Çok az emek harcanan bu olay çok hızlı iş yapmaya yarıyordu.
Yazı
Belki de Milattan önceki en önemli buluşlardan ikisidir; tekerlek ve yazı. İnsanlar tarafından hep bir karşılaştırmaya esir tutulmuşlardır. “Yazı mı önemli yoksa tekerlek mi?” diye giden tartışmalar hep varlığını hissettirmiştir.
Sümer uygarlığında ticaret çok gelişmişti. İnsanlar da vergilerini, aldıklarını ya da verdiklerini akıllarında tutmak zorundaydı. Belli bir zaman sonra doğal olarak bunları akılda tutmak oldukça zorlaştı.
İlk olarak basit işaretler yapıldı. Lakin ticaretin geniş olması, işaretlerin yetersiz kalmasına neden oldu. Sonunda her nesne için farklı bir işaret yapıldı. Sümerliler, yumuşak kil üzerine çivi ile bir şeyler yazdılar. Yazı sistemin gelişmesine yardım eden Sümerler, çivi yazısını da kullanmış oldu. Zaman geçtikçe yazılar basit bir hal aldı. Yazının bulunması tarihi de simgelemektedir. Yazıya sahip olan toplum tarihe de başlar, yazıya sahip olmayan toplum ise tarihten öncedir. Kısaca yazı ve tarih Sümerler ile başlamıştır.
Takvimler
İnsanların ve devletlerin alacak / vereceklerinin takibi için takvime ihtiyaç vardı. Fırat ve Dicle tarafında yaşayanlar takvim hesaplamasında 12 ay bazen de 13 ay olduğunu tespit ettiler. Mısır tarafında yaşayanlar ise Nil Nehri’nin periyodik olarak taşmasını takvim olarak kullandılar. Mısırlılar 12 ay kullanıyordu ve bu 12 ayı da 30 güne bölerek yılda 360 güne ulaştılar. Neredeyse 3500 yıldır Mısır takviminden daha iyisi yapılmadı. Bizim kullandığımız takvimde aslan payı Mısırlılarındır.
Takvim, yazı ve tekerlekli arabalar; bilim tarihinin en önemli gelişmelerindendir. Var olmaları hem ticari hayatımızı kolaylaştırırken hem de varlıklarıyla bilim tarihinin en önemli kilometre taşları olmuşlardır.
Görüşmeye katılın