Yunanistan Gezisi - Toplam Ne Kadar Para Harcadık?

Genelini inşaat konulu içeriklerin oluşturduğu web sitemde bu defa bambaşka bir konuyla karşınızdayım. 2-8 Mayıs 2023 tarihleri arasında Yunanistan..

Yunanistan Gezisi - Toplam Ne Kadar Para Harcadık?

 Genelini inşaat konulu içeriklerin oluşturduğu web sitemde bu defa bambaşka bir konuyla karşınızdayım. 2-8 Mayıs 2023 tarihleri arasında Yunanistan'daydım ve bu gezimdeki notları sizlerle paylaşacağım.

Yunanistan - Beş Maddede Öne Çıkanlar

Yunanistan uzun süredir ziyaret etmek istediğim bir ülkeydi. Hem tarihi açıdan hem de kültürel açıdan merak ettiğim ve bizim kültürümüze olan yakınlığı nedeniyle ilk yurtdışı tatilim için kendime uygun bulduğum bir ülkeydi. Tabii Yunan kültürüne yeterince hakim olmadığım için gitmeden önce Yunanistan ile ilgili küçük notlar aldım. Öncelikle bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Antik Yunan Mirası: 

Tarihi boyunca önemli bir kültürel ve tarihi mirasa sahip bir ülke Yunanistan. Antik Yunan medeniyeti, felsefe, demokrasi, tiyatro, mitoloji ve spor gibi birçok alanda dünyaya yön verdi.

Akdeniz Kültürü: 

Yunan halkı, Akdeniz bölgesinin karakteristik özelliklerini taşıyan bir kültüre sahip. İklimi, mutfağı, müziği ve yaşam tarzıyla Akdeniz'e özgü bir atmosferi yansıtıyor. Zeytinyağlı dolmayı hangi ülkenin daha güzel yaptığına dair görüşlerimi yazının ilerleyen bölümlerinde belirteceğim ancak şimdilik konuyu dağıtmayalım.

Misafirperverlik: 

Yunan halkı, geleneksel olarak misafirperverlikleriyle tanınan bir halk. Misafirlerini sıcak karşılarlar ve onlara yardımcı olurlar. Özellikle Türk vatandaşlarının Yunanistan ziyaretleri konusunda endişe ettiği bir konuya da kısaca burada değinmek istiyorum. Ben, ziyaretim boyunca en ufak bir ırkçılıkla karşılaşmadım. Bu konunun da detaylarına yine yazının ilerleyen bölümlerinde değineceğim.

Kültürel Zenginlik: 

Yunanistan, çeşitli kültürel etkilerin birleşimini yansıtan bir ülke. Yunan mitolojisi, geleneksel danslar, müzik ve festivaller gibi birçok kültürel öğeyle zengin bir mirasa sahip.

Deniz ve Doğa Sevgisi: 

Yunanistan, birçok adanın ve sahil şeridinin bulunduğu bir ülke. Yunan halkı genellikle deniz ve doğa ile iç içe bir yaşam tarzına sahip. Deniz sporları, plajlar ve doğal güzellikler Yunanistan'ın popüler aktivitelerinden.

Geziye Başlıyoruz

Özkan Bey, Merve Hanım, Sevim Hanım ve ben; yurtdışına ürün ihraç ediyoruz. Dolayısıyla kendimize bir hedef belirlemiştik. Belli bir miktar ciroya ulaştığımızda yurt dışına tatile gitmeye karar vermiştik. Ancak tabii hedeflediğimiz cirolara ulaşacağımıza kesin gözüyle baktığımızdan uçak biletlerini erkenden alma konusunda tereddüde düşmedik.

Yunanistan Uçak Biletleri Ne Kadar?

Uçak biletlerini biz Pegasus'un indirimli fiyatlarından yararlandık. Ve 4 kişinin gidiş dönüş toplam bilet masrafı sadece 6.000 TL oldu.

Atina'ya Ayak Bastık

2 Mayıs 2023 günü sabah 7.40'ta İstanbul'dan uçağa bindik ve 9.10'da Atina'ya ayak bastık. Ayak bastığımız yer ile, yani hava alanı ile şehir merkezi arasında epey mesafe vardı. Metro, otobüs ya da taksi ulaşımı, seçeneklerimiz arasındaydı. Uber programında sadece taksiler vardı. Sanırım hükümet, uber'i yasaklamak yerine taksiler için özel bir program haline getirmiş.

Taksi ile 45 euro'ya şehir merkezine geldik. Anana adlı kafede kahvaltı yaptık. Merve Hanım'ın sürpriziyle aslında mekanın vegan bir mekan olduğunu öğrendik. 
Atina, Anana adlı mekan. Avokadolu hamburger yedik.
İçinde avakado bulunan değişik bir hamburger yedik ve ardından americano içtik. Toplam 32,80 euro ödeme yaptık. Özkan Bey bu öğünden hiç memnun değildi. Gerçi benim de çok memnun olduğum söylenemezdi. Güzel kandırıldık.

Otel ve mahalle

Ardından otelimize gitmeye karar verdik. Ancak önce taksi bulamadık. Ardından da taksiler bizi almadı. Yani bu olay sadece İstanbul'a özel değilmiş. Otelimize sadece bir kilometre vardı. Elimizde ise dünya kadar eşya vardı. 

Uber çağırabilirdik. Yine de yürümeye karar verdik. Galiba tatilimizin ilk günü için yaptığımız tek hataydı. İnanılmaz yorulduk. Otele ulaştığımızda bizden mutlusu yoktu. Odaya çıktığımızda hepimiz bir süreliğine uyuyakaldık.

Uyandıktan sonra ekip halinde iroon meydanına gittik. 

Iroon Meydanı

Burada epey bir gezdikten sonra yemek yemeye karar verdik. Iroon meydanı çevreleyen sokaklarda bol mezeli balık restaurantları dikkatimizi çekti ve oradaki balık restoranlarından birine oturduk. Ve burada uzo siparişi de verdik.

Uzonun içinde rakıdan farklı içerikler de olduğunu biliyordum ancak tat olarak rakıya çok da uzak değil. Sadece daha hafif olduğunu ve sek de içilebildiğini söyleyebilirim.

Uzun bir süre oturduktan sonra oradan ayrıldık. Bahşişler dahil 58 euro ücret ödedik.

Ardından yine yürüyerek bir tatlıcı dükkanına girdik. Oldukça şirin olan bu tatlıcı dükkanında en enteresan şey take away olup olmayacağını sormasıydı. Take away olunca fiyatlar düşüyordu. Biz de take away alıp yan dükkandaki Starbucks'a oturduk. Kahvelerimizi içtik. Ve ardından uber taksi ile 4 euro bedelle otelimize geri döndük 

Yunanistan'da Açık Büfe Kahvaltı Yaptık

3 Mayıs tarihinde sabah erkenden uyandık. Açıkçası otelimiz ve otelimizin konumu iyi değildi. Yürürken tedirgin olduğumuz anlar oldu. Galiba bilmeden oldukça tehlikeli bir mahalledeki otelden rezervasyon yaptırmıştık. Bu nedenle otele karşı da olumsuz ön yargılarımız oluştu. 

Ancak kahvaltı ile bu değişti. Oldukça güzeldi bir kahvaltısı vardı. Üstelik ürünleri de oldukça kaliteliydi. Açık büfe olan kahvaltının tadını çıkarttık.

Ardından Atina Akropolisi'ne doğru yine uber kullanarak yola çıktık. Vardığımızda, izlediğimiz videoların da etkisiyle en az iki saatte gireceğimizi düşünmüştük. İnanılmaz bir sıra bekleyeceğimizi düşünüyorduk. Ancak öyle olmadı. Sıra beklemedik demiyorum, bekledik tabii ancak bu çok uzun sürmedi.

Giriş biletleri kombine biletler ve tekil biletler olmak üzere ayrılıyordu. Kombineler 30 euro, tekiller 20 euroydu. Tekil bilet alırsak akropolisi ve yamaçlarını gezebilecektik. Süremizin kısıtlı olması sebebiyle biz bu seçeneği değerlendirdik. Ek olarak; 25 yaş altı öğrenciler de yine indirimli tarifeden yararlanabiliyorlardı.

Atina Akropolisi

Atina Akropolisi'ne merdivenlerden çıkmaya başladığımızda büyülü bir tarih bizleri bekliyordu. Akropolis zaten kelime anlamı olarak da şehrin yüksek yerinde bulunduğundan, çıktığımız her basamakta manzaramız da netleşiyordu.

Akropolis, şehrin yüksek bölgelerine yapılan hisarlara ve bu alana verilen isim. Birçok akropolis olsa da en bilineni Atina'daki akropolis olduğu için akropolis denince akla direkt olarak burası geliyor. Hatta Atina Akropolis'indeki Partenon yapısı doğrudan Akropolis olarak anılmaktadır.

İlk olarak Cilalı Taş Devri'nde bu bölgeye insanlar yerleşmiş. Günümüzde ayakta kalan yapılar ise M.Ö 5. yy'a ait. (Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Atina_Akropolisi

Partenon

Tamamen mermerden inşa edilen bu yapı Atina demokrasisinin sembolüdür. Sütunlar dor düzeninde inşa edilmiştir.

Kısa bir bilgilendirmenin ardından konumuza dönecek olursak; binlerce yıl önce medeniyetlerin bu topraklarda nefes aldığını hissetmek tarifsiz bir duyguydu.

Nihayet sütunlara yaklaştığımızda ilk olarak Aizanoi'daki sütunları hatırladım. Yapı neredeyse aynı yapıydı. Sadece Aizanoi'dekiler ion sütunu iken bunlar değildi. Belki daha fazla farklılık vardır ancak ben mimar değilim ve detaylı bir şekilde sizlere farkları anlatamam.

Ardından içeri bölüme girdik ve bambaşka bir dünya bizleri kucakladı. Devasa sütunlardan oluşmuş Partenon yapısı bütün görkemiyle bizleri selamlıyordu. 

Büyük yapının karşısındaki yapı ise görsel bir şölen sundu bizlere adeta. Sütunların işlemesi ile bir kadın heykeli oluşturulmuştu. Yani hem heykel hem de kolon inşa edilmişti aynı anda. Muazzam. Günümüzde kolonların hiçbir estetik değeri yok.

Tabii şunu unutmamak lazım. Akropolisler manevi anlamlar da taşıdığı için buralardaki yapılar çok uzun sürelerde, döneminin en iyi heykeltraşları ile, en iyi mimarları ile inşa edildiler.

Manevi anlamları olması dolayısıyla ekstra özen gösterilmesi oldukça anlaşılır bir durum. Günümüzde ise konutlar seri bir şekilde barınma ihtiyacına çözüm olması için üretiliyor. Yani amaç aynı değil, bu nedenle de kıyaslamamız anlamlı değil. 

Akropolis o kadar kalabalıktı ki bunu size anlatamam. her tarafta elinde kamerasıyla sevgilisinin fotoğrafını çeken, ailesinin fotoğrafını çeken turistler vardı. Akropoliste poz verilecek oldukça fazla alan vardı. Ben de sanıyorum ki her bir köşesinde video çektim. Bunları da youtube kanalımda yayımlayacağım.

Bu esnada Özkan Bey sigara içerken görevliler tarafından tabiri caizse fırçalandı ve fotoğrafları çekildi. Çıkış esnasında 90 euro idari para cezası ödeyeceği söylendi. Özkan'ı en son gördüğümde o ceza yediği sigaranın izmaritini pet şişeye koymuş elinde dolaştırıyordu.

Bunu neden anlattım? Ülkelerin tarihi yerlerine nasıl değer verdiklerini, nasıl koruduklarını görmeniz için anlattım. Peki bizde durum nasıl?

Aizanoi Antik Kenti

Size Aizanoi Antik Kenti'nden kısaca bahsetmek istiyorum. Eminim ki pek çoğunuzun haberi yoktur. Kütahya Çavdarhisar'da bulunan Aizanoi bu topraklarda hala ayakta olan son Zeus Tapınağı. Bu nedenle de yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı. İlgi odağı diyorum ama bize göre ilgi odağı. Atina'yı gördükten sonra buranın tanıtımını hiç yapamadığımızı bir kez daha fark ettim.

Atina'daki Atina Akropolisi'ne 2 günde gelen ziyaretçi sayısı Aizanoi'e bir yılda gelen toplam ziyaretçi sayısından fazla. Bu konudaki detayları YouTube videomda anlatacağım. Neyse konumuza dönelim.

Burada bir ingiliz çiftten, önümüzden çekilmesi için ricada bulunurken konu nasıl oraya geldiyse Sevim Hanım'la birlikte fotoğraf çekinmeye başladılar. Ardından da bizim fotoğrafımızı çektiler.
Atina Akropolisi'nin ortadaki dev Partenon yapısı
Atina Akropolisi'nin ortadaki dev Partenon yapısında tadilat çalışmaları vardı. Sanırım bir süredir bu tadilat devam ediyormuş. Ve neredeyse her yapıda arkeologlar (biz arkeolog olduklarını düşünüyoruz) çalışma yapmaya devam ediyorlardı.
Atina Akropolisi'nin ortadaki dev Partenon yapısı
Belki de ilerleyen yıllarda aydınlatacakları daha daha köklü bir tarihin araştırmalarını yapıyorlardır.

Akropolisten çıktıktan sonra savaş müzesine doğru yola çıktık. Yine uber kullandık. Uber kullanarak taksicilerle fiyat konuşmamıza gerek de kalmıyordu. İngilizceye tüm taksiciler hakim değil. Bu nedenle adres tarifi konusunda da uber, elimiz ayağımız olmuştu. 

Atina Savaş Müzesi

Savaş müzesine vardığımızda ilk olarak müzenin önünde bulunan eski bir askeri araçtan çevrilmiş küçük kafeteryada kahve içtik. Bu arada kahveler, ulaşım, alkol, yiyecek gibi şeyler oldukça ucuz. Hatta oteller de ucuz. Tabii pahalıları da var ama genel anlamda beklentimizden ucuz. Bizi üzen şey ise bunları banka komisyonu dahil neredeyse 24 lirayla çarparak ödüyor olmamız.
Atina Savaş Müzesi

Örneğin Türkiye'de asgari ücret 8.500 TL. Americano ise 40 TL. Yani americano endeksine bakacak olursak bir kişi maaşıyla 212 adet americano alabiliyor.

Yunanistan'da ise asgari ücret 780 euro. Neredeyse americano endeksi aynı. Ama Türk Lirası kazanıp Yunanistan'da tatil yapan bizler için aynı değil. Bizim için oldukça pahalı bir hale geliyor. Çünkü Türkiye'deki bir asgari ücret yaklaşık 390 euro.

Neyse konuya dönelim. Savaş müzesinin giriş ücretleri kişi başı 6 euro idi. Savaş müzesi birkaç katlı bir yapıydı. Bize önerilen ise en üst kattan başlamamız ve aşağı doğru inmemizdi. 

Nereli olduğumuzu genel olarak herkes soruyordu. Türk olduğumuzu söylediğimizde hiçbir ırkçı yaklaşımla karşılaşmadık. Hatta türkçe kelime bilenler bunları söyleyerek yakınlık kurmaya çalıştılar. Müzedeki adam da bize, Türklerle ilgili hangi katlarda ve hangi bölümlerde bir şeyler sergilendiğini kısaca özetledi.

Ardından da en üst kata çıktık ve müze gezimize başladık. 

Müzeye girdiğimizde Özkan ve Merve kültürel geziye adapte olamadıkları için erken çıktılar. Sevim Hanımla ben 4-5 saatimizi müzede geçirdikten sonra müzeden çıktık ve Syntagma meydanına doğru yürümeye başladık. 
Atina Savaş Müzesi
Oraya vardıktan sonra etrafı gezdik. Ermou Caddesinin epey meşhur olduğunu biliyorduk. Bu caddeyi gezdik. Sokakta hindistan cevizi satan bir satıcıdan hindistan cevizi satın aldık. Dilim halinde satılıyordu ve oldukça serinleticiydi.

Ardından da Holy University Church kilisesini gezdik. İlk defa kiliseye giriyordum ve kubbe tavanlarda dahi resimlerin, işlemelerin olması açıkçası hoşuma gitti. Bu açıdan bizim büyük camilerimize benzeyen bir durumdu. Görsel olarak beni tatmin eden bir görüntüye sahipti.

Kiliseden çıktıktan sonra açlığımız iyice kendini hissettirmeye başlamıştı ve yiyecek bir yer bulmaya karar verdik. 

Caddede yürürken Türkçe kelimeler duyduk. Kafamızı çevirdiğimizde Türkçe konuşan bir grup gördük. Hemen yanlarına gittik ve tavsiyelerini aldık. Bulunduğumuz caddenin İstanbul'un Nişantaşı ile yakın olduklarını söylediler. Gerçekten de öyleydi.

Caddeyi bitirdikten sonra onların da önerisi doğrultusunda bir arka sokağa geçtik ve The Greco's Project adlı güzel bir restorana oturduk. Yöresel lezzetleri denemek istiyorduk.
The Greco's Project
İlk olarak souvlaki siparişi verdik. Açıkçası bu çoook meşhur yiyeceğin büyük bir hayal kırıklığı olduğunu söylemek istiyorum. Bence bizim kültürümüzdeki yiyecekler souvlakiyi cebinden çıkarır. Hatta seri üretime bağlamış Donas'lar Öncü Döner'ler dahi cebinden çıkarır.

Ancak musakka konusunda ayrı bir parantez açmam gerekiyor. Souvlaki ile doymadığımız için musakka ve spagetti siparişi verdik ilave olarak.

Musakka, hayatımda yediğim türden bir musakka değildi. Musakka konusunda gerçekten başka bir noktadalar. İnanılmaz lezzetli bir hale getirmişler beşamel sos ile. Yemek işlerinden çok anlamam, ben tüketici taraftayım genellikle ancak Türkiye'de musakkayı hiç böyle yememiştim.

Yunan halkı oldukça sıcak bir halk. Biz kendi aramızda konuşurken duydukları kelimelerden Türk olduğumuzu anlıyorlar ve bizimle iletişime geçmeye çalışıyorlar. Bu durumu neredeyse her mekanda yaşadık.
The Greco's Project
Bu mekanda da Türk olduğumuzu anladıklarında yine çok sıcak bir şekilde iletişim kurdular. Önce tatlı ikram ettiler. Sonra da uzo ikram ettiler. Bu misafirperverliği artık Türkiye'de dahi göremiyoruz çoğu zaman. Mekandaki Isaac'e buradan da tekrar teşekkür ediyorum.

Ardından otele geçtik. 

Mykonos'a Vapurla 4.5 Saatte Geçtik

Ertesi sabah erkenden uyandık. Uber ile limana geçtik ve Mykonos adasına doğru yola çıktık. Vapurlarla ulaşım sağladığımız bu süreçte kişi başı 38 euro bedel ödedik. 

Ancak vapurla ilgili biraz bir şeyler yazmak istiyorum. O kadar lüks bir vapurdu ki bu yolculuk 12 saat sürse bile yine keyif alırdım sanırım.

Hem lüks bir yolculuk oldu hem de rahat koltuklarda seyahat etme şansımız oldu. Tabii kalabalık olmamasının bunda epey bir etkisi oldu, bunu reddedemem. Eğer kalabalık bir zamanda binseydik zannediyorum ki bu kadar konforlu bir yolculuk olmayacaktı. Bu arada yolculuk 4 buçuk saat sürdü.

Mykonos'a vardığımızda rezervasyon yaptırdığımız otelin bizi karşılayacağını ve otele kadar götüreceğini zannediyorduk ancak bizi bekleyen kimse yoktu.

Petinos Otel

Sonra Petinos Otel ile iletişim kurduk ve gelip bizi aldılar. Böylelikle otele ulaşım sağladık. 

Otel oldukça geniş bir alana yayılmış birkaç parçadan oluşuyordu. Biz ana binada değil, müstakil evlerin olduğu bölümden yer ayırtmıştık. Daha doğrusu en ucuzu oydu ve bu nedenle böyle bir seçim yapmıştık :) malum, her şey banka komisyonu dahil 24 katı falan. 95 euroya konakladığımız bu oda için ekstra olarak 3 euro da konaklama vergisi ödüyorduk. 

Otelde her yer bembeyazdı. Oldukça güzel bir otel. Zaten Mykonos'ta her yer bembeyaz. Tıpkı bizim yazlık bölgelerimizdeki gibi. Ancak burada bizim tatil bölgelerimizden farklı bir durum vardı. Ve bunun ne olduğunu öğrenmemiz ancak tatilimizin son gününü buldu. Bunu videomda detaylandırdım.

Otele eşyalarımızı yerleştirdikten sonra giyinip hızlıca denize doğru ilerledik. Hava gerçekten çok soğuktu ve rüzgarlıydı. Suyun sıcaklığı ise yaklaşık 4-5 dereceydi. Yine de denize girmeye karar verdik. Ve girdik. Hiç bu kadar üşüdüğümü hatırlamıyorum.

Ardından tekrar otele döndük. Bu arada yine souvlaki yedik ve yine beğenmedim.
Yunanistan'ın dürümü: Souvlaki
Otele geri dönecek olursak, otelde sadece kahvaltı, fiyata dahildi. Öğlen ve akşam yemeklerini dışarıda yiyecektik. 

Fabrika

Bu nedenle hemen buradaki yerel yönetimlerin idaresinde olan belediye otobüslerine bindik ve Mykonos merkeze doğru yola çıktık. Bilet ücretleri kişi başı 1.80 euro idi. Birkaç dakika sonra Fabrika otobüs durağına vardık. Bu bölgeye Fabrika diyorlardı. 

Ardından da beyaz evlerin arasındaki bu dar sokakları keşfetmeye başladık. 

Mykonos'ta sezon yaklaşık 10 gün sonra başlayacaktı. Yani biz henüz sezonda olmadığımız için ada tıklım tıklım değildi. Ancak yine de yer yer kalabalık bölümleri vardı. 

Mykonos'ta epey bir keşif yaptıktan sonra güzel bir waffle tatmak istedik ve şirin bir dükkana oturduk. Bu gezimizdeki neredeyse tüm denemelerimizde hedefi tam ortadan vurmuştuk ki bu da öyle oldu. İnanılmaz lezzetliydi bir waffle yedik. Waffle konusunda bilirkişi değilim ancak Türkiye'de yediğim waffle'larda genelde daha kalın bir hamur oluyorken buradaki waffle'da incecik bir hamur katmanı vardı.
Atina'da waffle yedik

Mykonos'un dar ve beyaz sokaklarında epey bir fotoğraf çekildikten sonra yeniden otobüse bindik ve otelimizin olduğu bölgeye gittik. Sahil kenarında burayı dolaştık. Sonra da başka bir otele ait bir restoranda pizza yedik. 

Margarita Endeksi

Özkan Bey ve Merve Hanım yurt dışı tatili konusunda epey tecrübeliler. Sanıyorum ki onların bu yıl 10. Ülkesi. Türk Lirası değersiz olduğu için ve olağanüstü pahalı bir restoranlara girme şansımız olmadığı için kendi aralarında restoranların pahalı olup olmadığını anladıkları bir margarita endeksi geliştirmişler.
Mykonos Petinos Otel
Mesela diyorlar ki "buranın margarita pizzası 14 Euro, burası pahalı, yan dükkanda 13 euro, Almanya'da bu 8 euro idi." gibi. Neyse Mykonos'un diğer tüm şehirlerden pahalı olduğuna kanaat getirdiler ancak yine de Margarita endeksine göre diğerlerinden daha ekonomik restoranları seçerken bu endeks işimize yaradı.
Mykonos Petinos Otel
Ertesi sabah 8-11 saatleri arasında otelin kahvaltısından yararlanma şansımız vardı. Ve nihayet memleketimizdeki gibi yumurtalı börekli güzel bir kahvaltı yaptık. Yunan halkı bize gerçekten çok benziyor. Dolmayı (bizdeki adıyla sarma, buradaki adıyla dolmades) ilk kez burada denedim. Bizdeki sarmaların daha lezzetli olduğunu düşünüyorum. Musakkada önde olabilirler ama sarmada lezzet puanında öndeyiz.
Mykonos'ta epey fotoğraf çekildik.
Güzel bir kahvaltıdan sonra sıra fotoğraf çekilmeye gelmişti. Epey bir fotoğraf çekildik. Ardından yeniden otobüslerle fabrika bölgesine gittik. Bu defa rotamızda yel değirmenlerinin olduğu bölge vardı. Hızlıca oraya doğru geçtik. Türkiye'de böyle bir yer olsaydı hemen önünde Don Kişot adında bir kafe olurdu ve turistlerin ilgisi çekecek şekilde dekore edilirdi. Ama burada öyle bir kafe veya işletme göremedim. Büyük eksiklik.

Burada da epey fotoğraf çekildikten sonra Nico's Taverna adlı mekana geçtik. Buranın meşhur bir yer olduğunu biliyorduk ve yemeklerini tatmak istedik.

Bizimle ilgilenen garson Kostas, bize özellikle barbunyayı önerdi. Biz de onu yemek istemediğimizi belirttik ve balık yemek istediğimizi belirttik. Uzun bir anlaşmazlığın ardından barbunya derken barbun balığından bahsettiğini, barbuni kelimesinin tekil barbun balığı, barbunya kelimesinin ise çoğul barbun balığı anlamına geldiğini anladık.

Kostas'ın final cümlesi "Barbun, barbun, not fasulya" oldu ve hepimiz kahkahalara boğulduk.

Burada barbun balığı ve çeşitli mezeleri ve yunan salatasını denedik. Hepsine puanımız yine tam!
Nico's Taverna in Mykonos

Mykonos'ta Gece Hayatı

Orada karnımızı doyurduktan sonra sıra Mykonos'un gece hayatını görmeye gelmişti. Barları ve gece kulüplerini tek tek gezdik. Hepsi denize sıfır, oldukça eğlenceli mekanlardı ve kalabalıklardı. Bunların görüntülerini yine youtube videomda bulabilirsiniz. Tabii biz yaşlılar için o ses pek "kafa götürülesi" değildi ve sakin bir mekanda oturmayı ve muhabbet etmeyi tercih ettik.

Son otobüs saatini kaçırdığımız için de o gece taksiyle otele dönmek zorunda kaldık. 

Sonraki gün Sevim Hanımla birlikte adayı keşfe çıktık. Dağları tepeleri adımladık ve oldukça enteresan manzaralara ulaştık. Scorpio diye bölgede zirveyi görmeye çalıştık ancak buna izin vermediler. Tavus kuşlarını gördük. 
Mykonos Scorpio
Daha sonra geri döndük ve ekip halinde souvlaki yiyip otelimize geçtik. Bu arada hepimiz az buçuk yunanca kelimeler öğrenmeye başlamıştık. Bu bölümle ilgili detayları youtube videomda izleyebileceksiniz.

7 Mayıs günü bu otelden ayrılıp Atina'ya dönme günümüzdü çünkü 8 Mayıs'ta uçağımız vardı. Atina için otel rezervasyonumuzu oluşturduk ve yine vapurla yolculuğumuza başladık. 

Sona Doğru

Atina'daki son gecemizde Little Kook adlı yeri gördük. Masal kitaplarından fırlamış gibi görünen bu işletmeyle ilgili video kayıtlarımı ve yorumlarımı da yine Youtube kanalımdan izleyebilirsiniz.
Little Kook, Atina

Toplam Maliyetimiz Ne oldu?

2-8 Mayıs 2023 tarihinde yaptığımız gezide dört kişi için toplam harcamamız; pasaport, vize, uçak biletleri vs. her şey dahil 100.000 TL oldu. Yani neredeyse kişi başı 1.000 euro'luk bir harcama yaptık.
Merhaba, ben Emirhan Aydın, inşaat mühendisiyim ve aile şirketimiz 27 yıldır Kütahya inşaat sektörünün en önde gelen firması. Blogumdaki içerikler sizlere fayda sağlanması açısından hazırlanmış özenli yazılardır. Ancak unutmayın ki inşaat işlerinde bir profesyonele danışmak en iyisidir. Lütfen kafanıza takılanları bana sormaktan çekinmeyin. Bana sosyal medya hesaplarımdan veya buradan ulaşabilirsiniz.

Görüşmeye katılın